1 Mart 2015 Pazar

Zikir ve Stravinsky



Bir an önyargılarınızdan sıyrılıp bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim. İslam’da Zikrin, tüm alt anlamlarıyla birlikte Dionysosçu sanat anlayışının en son temsilcilerinden biri olduğunu hissedeceksiniz.

Sanat nedir, dans nedir, müzik nedir ve melodinin şarkı sözlerine hapsedildiği modern müzik nedir? Müziğin, doğanın bize hissettirdiği o benzersizlik hissi olduğunu mu unuttuk? Yoksa bizlere neyi ve nasıl dinlememiz gerektiği mi öğretildi? Yoksa kulaklarımız ve bedenlerimiz terbiye edildi de bizler mi bunun bilincine varamadık?


Dans sanatı ve özellikle toplu şekilde yapılan dans sanatı. Yunanlı bilgeler dansla ilgili şunu söylerler: Toplu şekilde yapılan dans gösterisinde insanların nasıl birlikte ahenk içinde hareket ettiğini görürüz ve bu bize türümüzün devam edeceğinin sonsuz anlamını bir anda hissettirir… Peki zikir de sizlere de, bu ahenkle yani doğamızdan geldiği şekliyle, birlikte hareketin ahengiyle, bir danstan aradığınızı vermiyor mu?

Ya sonsuzluk tanımı? Daha doğrusu Spinozacı tabirle, sonlu sonsuz, sonlu varlıkların an içinde yaşadıkları sonsuzluk hissi… Metafizik duygular, sanat ve aşk..

İbni-Arabi'nin ehl-i nazar dediği ve sadece nesnel dünyayı yorumlamakta muvaffak olabileceğini, ama metafizik konularda her daim insanı sınırlandırıp öğretilenler perspektifinde hissetmesine sebep olacağını bildirdiği bakış nedir?

Freud'un iç gülerimiz olarak çözümlediği, sonraki yüzyılda günümüz post-modern insanın da temellerini oluşturan Freuden psikiyatrinin evcilleştirmeye çalıştığı mefhum nedir? 

Nietzsche'yi  Wagner müziğinden uzaklaştıran neydi?

Schopenhauer "sanat, hayatın tek bir kesitinden bütün varoluşu açıklama çabasıdır" derken neyi kastediyordu? 

Shakespeare'i dünyanın en büyük filozofları arasına katan nedir? Modern Shakespeare yorumlarında bize yavan gelen nokta nedir?

Ve en önemlisi bunca medeniyete, sunulan bunca modern imkânlara rağmen, uğruna ne kadar güzel canlarımızı verdiğimiz koskoca Rönesans’a rağmen, İslam coğrafyasının bir türlü evcilleştirilememesinin nedeni nedir?

İşte tüm bunların cevabını belki de bu videoda bulabiliyorum...  Orta doğuda yaşayan insanlar belki bizlere çok acımasız gelen bir yolla gösteriyorlar, insani güdülerin, sonsuzluk arayışının her daim baki kalacağını. Bizler seküler bakış açısını kazandırmaya çalıştıkça onlar zikre sığınacaklar…Bir anlamda onlar tabiat anaya, Rablarına sığınacaklar, tıpkı eskilerin tanrı Dionysos’a sığındığı gibi….


Yaşadığım coğrafyaya her kalktığım gün minnet duyuyorum.. Bu coğrafyadan çıkmıştır yeryüzünün en insancıl düşünceleri, doğayla en barışık yaşamlar. Homeros bu topraklarda yaşamıştır her şeyden önce, bu bile öncüsüdür bütün yaşamlarımızın… Doğadan feyz alınarak yaratılan yüceler hep bu coğrafyadadır. Kimsenin aklında yokken, bizlerin içindeki düalizme ışık tutan şaraba tapmak bu topraklarda gelişmiştir.., Şarabın, insanın içindeki tanrısallığı ya da titanlığı deşifre edeceğini, ege sularına bakan insanlar anlamıştır ve doğurmuştur Zeusun baldırından Dionysosu

İslam coğrafyası, narsisistik duygularının zedelenmesi bir yana, bir nedenden daha isyan ediyor. Anti modernizm kavgasını ezilmişliğiyle birlikte veriyor ve Zikir bu anti modernizm haykırışının bence en güzel fenomenidir.

Bana zikirle eşdeğer gelen bir diğer dans vardır, Stravinsky’nin “The rite of spring” balesi..

İki dansı birlikte seyrettiğimde doğamıza uymanın, bizleri nasıl da büyük hazlar içinde bıraktığını görebiliyorum…  Sanki Zikir ve The rite of spring bizlere aynı şeyi anlatıyor, doğamızı…