14 Mayıs 2014 Çarşamba

Kaza değil, doğal süreç......



Şimdi hepimiz yaşanan büyük bir acıdan sonra yine birbirimizi suçlamak zorundayız! Çünkü her birimiz, en küçük hücremize kadar, bu yaşananda bir noktada kendimizin de sorumluluğu olduğunu biliyoruz...
Şunu kimse unutmamalı ki, ürettiğinden fazlasını tüketirsen, birileri o farkı kapatmak için tükettiğinden fazlasını üretir, bu çok basit bir matematiktir ve eğer birileri tükettiğinden fazlasını üretmek zorundaysa ne yazık ki kimi kez bunu hayatını tehlikeye atarak yapar. Sen bütün gün kahvede kağıt oynayıp, evine geldiğinde, ucuza aldığın kömürün sıcaklığında, karının karnına zorla yeni bir sıpa koymaya çalışırken düşünmezsin bu kömür nasıl ucuza alındı ya da nasıl oluyor da birileri bunu bana bedavaya verdi diye, düşünmediğini nerden mi biliyorum ? Çünkü ben de düşünmüyorum  acaba bu ayakkabı nasıl bu kadar ucuz diye! Düşünmeyiz sadece tüketiriz, anlık avantajın tadını çıkartırız. Artık bilin ki sobanızı yaktığınızda evinizi ısıtan sadece bir kömür değil, o harika çıtır çıtır sesleri çıkartan, bugün Soma’da ölenlerin kemikleri!
Bugün artık Türkiye’de yaşanan bir kaos ortamıdır, demokrasinin kaosudur! Yüzyıllardır demokrasinin sahip olduğu defolar çok net bir şekilde su yüzüne çıkmaya başladı. Yunan demokrasisinden farklı olarak modern demokrasi, aslında niteliksiz çoğunluğun, nitelikli azınlık yerine toplumu yönetme biçimidir. İleri demokrasi dediğimiz, Avrupa kapitalist demokrasisi ise, “Rousseau demokrasisi”nin, “niteliksiz çoğunluğun”, kendisini yönetecek nitelikli azınlığı seçmesi olarak devşirilmesidir (Bir nevi “Antik Yunan demokrasi”si). Çünkü gelişmiş sosyal yapısı ile varolan türlerde, yönetmek ne kadar faşizan görünürse görünsün, doğası gereği nitelikli canlılara ait bir yetenektir. Bu yüzden kurt sürüsünü alfa dişisi, aslan sürüsünü alfa erkeği yönetir, aksi durumda türlerini devam ettirmeyi başaramazlardı! İnsanlığın zihinsel evrimi, bu matematiği değiştirmek üzerine değil de (çünkü erkin değiştiremeyeceği tek şey matematiktir !!) yöneticilerin sadece işleri yöneten kişiler olduğu, kişileri yönetme güdüsünden arınması gerektiği şeklinde yorumlansa çok daha başarılı olabilirdi.

Günümüz Türkiye’sinde demokrasi tanımı yavaş yavaş gerçek kimliğine bürünüyor ve bu sistem türünü tehlikeye atıyor.

Konu basit bir tür devamlılığı değil, yoksa doğanın yarattığı en büyük "error" olan bu türün devamlılığı zaten olumlu bir durum değildir, sorun türün devamlılığı biterken çekeceği acılar!!

Bu kadar nitelik isteyen mevkilere bu kadar niteliksiz insanlar doluşturulduğu zaman ne olacak zannediyordunuz ? Sizi yöneten insanlarlar defalarca hepimize yalan söylediğinde, sadece yıllardır önünde düğmelerinizi iliklediğiniz kişilere karşı duyduğunuz intikam duygunuzu tatmin ediliyor diye buna alkış tuttuğunuzda ne olacak zannediyordunuz ?  Bir bakan yüzbinlerce dolarlık saat taktığında, bu yüzbinlerce doların kazanılması için insanların hayatlarının tehlikeye atılacağını düşünmediniz mi ? Daha durun! 2 gün önce bir hayvanat bahçesi müdürü, sadece niteliksiz çoğunluktan diye ülkenin bilim merkezinde mevki kazanıyorsa bunun size geri dönüşü olmayacak mı zannediyorsunuz ?   
2x2 ‘nin 4 edeceğini bilebilecek kadar akıllı yaratıklarsınız,yaratıklarız, hepimiz maynundan hallice zekaya sahipiz ama işte o maymunun içgüdüleri yok bizde!!! Yaşanan olaylar cahillik ya da aptallıkla değil, içimizdeki hayatta kalma güdüsünün yarattığı pislikle anlatılabilir ancak!!