Bir varlığın (tözünün özü) ifadesi, içinde sonsuz sayıda
sıfat barındırır. Ancak konu kendi
varlığımızı açılımlamaya gelince sıfatlar da bir anda o tözden kopan birer araç
haline geleceklerdir. Bu durumda varlık sıfatı da kapsayacaktır. Kapsama bir
anda açılımı yapılmaya çalışılan tözün sınırlarının belirlenmesine ve doğal
olarak sınırlandırılmasına sebep olacaktır. Ve varlık yine ifade edilememiş olacaktır. Şimdilik bu paradoksal durumdan düşünsel çıkışın
yegane yolunun, zaman parametresini de formüle ilave etmek olduğunu düşündüğümü belirtip, konuyu başka bir yöne, sonsuz sıfatın, herhangi bir kapsama yapmadan, aynı anda
kullanılabilmesi noktasına taşımak istiyorum; SANAT’a
Bence sanat, sanatıçının, yaşamın küçücük bir kesitinden tüm
varoluşu açıklama çabasıdır. Bu nedenle sanatı, sanatçıdan bağımsız olarak
algılayamıyorum. Bir sanat eserini, görünümden logos’a çeviren nokta sanatçının
varlığının hissedilmesi olmalıdır. Bir diyalogda
söylenen sözü, söyleyenden bağımsız algılamak gibi birşeydir sanat eserini
sanatçıdan kopartmak. Daha ziyade yazım sanatı olan şiir ve roman üzerinde
tecrübelerim olduğundan dolayı o noktadan bir örnekle ilerlemek istiyorum. Son zamanlarda aklıma Raskolnikov'un tefeci
kadının, masum kardeşini öldürdüğü sahne takılıyor. Önce küçük ve önemsiz noktalarda bu karakterin
masumluğunu ve çektiği acıları önümüze seriyor üstad Dosto. Sonrasında bütün
felsefesini , kötü acımasız ve gerçekten Nietzsche’nin hayvanla, üstinsan
arasındaki varlık olarak gösterdiği canlı tanımına uyan tefeci kadının ölümü
üzerinden kuruyor. Ama bir anda, eylem anında, masum yaşlı kadını da hunharca
öldürüveriyor. Sonrasında yine anlatısını tefeci kadın üzerinden devam
ettiriyor. Oysa masum bir kadın ölüvermişti, hiç bir önemi yoktu bunun, çünkü
ölümü bile değersizdi, öldürmek bile suç değildi onu. İşte bu kesit bir çok
düşünürün sayfalarca yazısından çok daha büyük anlatımlar taşımaktadır. Hiç bir sözün, hiç bir tanım çabasının anlatamayacaklarını seriyor önümüze. Goethe’nin
“başlangıçta eylem vardı” çıkarımına selam gönderiyor ve herşeyi eylemle
açıklıyor.